15 Mart 2025 Cumartesi

Beni Aska Inandır / 6.Bölüm (Yazan : NK)

 6.Bölüm  Fashion Week mankeni! 

"Sarp hiç itiraz kabul etmiyorum yani boşuna çeneni yormaya kalkma. Harika bir yer açılmış Mira'yı da ikna ettim hep beraber oraya yemek yemeğe gidiyoruz"

Mira stresten kemikleri birbirine girerek Tuğçe'yi dinlerken Sarp da tüm ciddiyetiyle "Emredersiniz Tuğçe Hanım" dedikten sonra arabanın arka kapısını açtı. Emredersiniz mi? Gerçekten alacağın olsun Sarp! Resmiyetin dibine vurması sebebiyle Mira yüzünü ekşitmişti ama Sarp'ın bu şekilde hitap etmesi ve resmi davranması bu defa kızlar tarafından yadırganmamıştı çünkü Tuğçe'nin emir verir tarzdaki konuşmasına iştirak ederek latife yapmış gibi görünmüştü.

Arabaya ilk önce Damla geçip oturdu sonra da Tuğçe kapısını tutan Sarp'a gülümseyerek "Yakışıklı olduğun kadar centilmensin de... Mira şanslı kız" deyip hemen arkasından Damla'nın yanına oturdu. Tuğçe iltifat ediyordu ama Sarp'ın duyduklarından ve kızın imalı bakışlarından hoşlandığı söylenemezdi. Ayrıca Damla bir yere kadar makul görünebilirdi onda şimdilik bir sorun yoktu ama bu Tuğçe denen kız ona göre Mira'nın yanına yakışan bir arkadaş modeli değildi.

Tüm bunlar olurken kendisini kenar köşede tutan Mira da nefesini tutmuş onları izliyordu. Tek kelime bile edemiyordu ama Sarp kapılarını kapatıp ona doğru dönerek "Arkadaşlarınıza sadece korumanız olduğumu açıklamadınız mı Mira Hanım?" diye sorunca suskunluğunu bozmak zorunda kalmıştı.

"Henüz söyleyemedim"

"Neden?"

"Özel nedenler"

"O özel nedenleri öğrenebilir miyim çünkü sonuçları beni de ilgilendiriyor"

"Söylesem de beni anlayamazsın hiç zorlama"

"Sorduğuma göre anlamaya meyil etmişim demektir"

"Okulda herkesin sana bir yaratıkmışsın gibi bakıp her fırsatta da arkandan atıp tutması ne demektir biliyor musun? Bilemezsin. Nereden bileceksin ki? Sen Fuat Çeliker'in soyadını taşımıyorsun. Korunman değil koruman gereken bir konumdasın. Bak uzun zaman sonra ilk defa arkadaş edindim ve onları kaybetmek istemiyorum. Eğer senin korumam olduğunu öğrenirlerse yine yalnız kalırım çünkü hiç kimse yanlarında koruma ile gezen biri olsun istemiyor. Rica ediyorum Sarp bak lütfen diyorum! Lütfen o rahatsız edici gözleri üzerimden çekip normalleşmeme yardım et"

Sarp Mira'ya doğru bakıyordu ama kız şu lanet olası güneş gözlükleri yüzünden bakışlarındaki olumlu ya da olumsuz manayı göremiyordu ki! Gerçi gözlükleri olmasa da bir fark olmazdı çünkü Sarp belli ki içinden geçenleri yüzüne yansıtan insanlardan değildi.

Sarp başını diğer yöne çevirip birkaç saniye düşündükten sonra Mira'nın yanından çekilip arabanın diğer tarafına geçerek kapıyı açtı ve beklemeye başladı. Bundan ne anlam çıkarmalıydı ki? Şimdi Mira'ya ön koltuğa geçebilirsiniz çünkü arka koltukta yer kalmadı Mira Hanım mı demek istiyordu yoksa ön koltukta oturabilirsin Mira çünkü normalleşmene yardım edeceğim mi demek istiyordu?

Birbirlerine bakarken Mira ağır adımlarla Sarp'a doğru yürüyüp gözlerini üzerinden ayırmadan da tedirgince ön koltuğa geçip oturdu. Onun ne karar verdiğini bilmediği için gerginliği de arttıkça artıyordu. Bir an önce rengini belli etsin de ne olacaksa olsun artık.

Mira belirsizlik içinde kıvranırken araca geçen Sarp'ın kendisine doğru dönüp kemerini takması için eliyle işaret yaptığını görünce önce uyarısını dinleyip kemerini taktı sonra da gıcıklık değil mi o da Sarp'a eliyle ver ver yapıp "Güneş gözlüklerini alabilir miyim Sarp? Gün ışığı gözlerime pek iyi gelmiyor da" dedi. Aslında daha çok bu adamın o kara camların ardından nereye baktığını bilememek sinir ediyordu ya neyse!

Sarp bakışlarını dikiz aynasına çevirip kendilerine bakan gözleri görünce tek kelime etmeden gözlüğünü çıkarıp Mira'ya doğru uzattı. Aralarında da garip bir bakışma yaşanmıştı. Mira "Lütfen beni bozma" der gibi bakarken sanki Sarp da ona gözleriyle "Üzgünüm ama aldığım emirler bunu yapmama engel teşkil ediyor" diyordu. Hâl böyle olunca Mira da bir yandan eline aldığı gözlüğü takıp bir yandan da içinden "Neyse en azından herkesin içinde buyurun Mira Hanım demedi" diye geçirdi. 

Gözlüğü de takmıştı ama bir türlü gözünde düzgün durmuyordu. Sahibini yadırgadı belli ki! Gözlüğü mecburen geri çıkarıp elinde tutmaya başlayınca Sarp da hem isteyip hem de neden çıkardığına bir mana verememişti. Gerçekten de tuhaf bir kızdı bu Mira Çeliker...

Araba hareket ettiğinde içeride sinir bozucu bir sessizlik olmuştu. Bu yüzden de Tuğçe hafifçe öne doğru eğilip dikiz aynasından Sarp'ın gözlerine dik dik bakarak "Öğrenci gibi görünmüyorsun. Ne iş ile uğraşıyorsun Sarp?" diye sorup sohbet ortamı yaratmaya çalıştı. Ancak Sarp ağzını bile açamamıştı çünkü Mira oturduğu yerden sinir içinde yola bakarak onun adına "Fashion Week mankeni!" diye sert ve kinayeli bir çıkış yaptı. Artık kafasından neler geçiyorsa bu onu öfkelendirmiş gibiydi.

Fashion Week mankeni olduğunu Mira'dan öğrenen Sarp yaşadığı şaşkınlıkla "Ne saçmalıyorsun?" der gibi bakan bakışlarını Mira'ya doğru döndürmüştü. Mira ise tek kelime etmeden cins cins ona bakmayı sürdürüyordu. Bu da onun tarzı biri için "Diyeceğimi dedim daha fazla konuşmak istemiyorum" demekti herhalde.

Bu bakışları fark edemeyen Tuğçe ise gayet rahat bir şekilde hız kesmeden konuşmaya devam ediyordu. Mira'nın dediğini duyunca da mankenliğin tam da Sarp'a göre olduğunu düşünerek onu şöyle bir alıcı gözle süzüp "Şaşırtıcı! Moda ile çok içli dışlıyımdır seni daha önce neden görmedim acaba? Hayır yani görmüş olsam bu bir ressamın başyapıtı sayılabilecek kadar etkileyici olan mavi gözlerini unutmam mümkün olmazdı. Bu arada ışık vurunca yeşile mi çalıyorlar? Sanki hafiften bir turkuazlık da var değil mi Damla?" diye sordu. Mira şimdi çalacaktı onu bir yere!

Tuğçe'nin sohbet adı altında Sarp'a kur yapması Mira'yı sinir etmişti. Demek gerçekten sevgili olsalar Tuğçe erkek arkadaşına sarkmaktan hiç çekinmeyecekti. Çok sinir bozucu çok! Hem sana ne elin adamının gözlerinin nereye çaldığından değil mi?

Mira elinde sıkı sıkıya tuttuğu gözlüğü Sarp'a geri uzatarak takmasına yönelik işaretler yaparken bir yandan da onun gözlüğü takmayıp inat eder gibi cebine koymasıyla daha da sinir olmuştu. İşi vardı bu adamla! Sarp'ın taviz vermemeyi sürdürüp önüne dönmesinin siniriyle de Tuğçe'ye hitaben "Hıı... Sağa bakınca yeşile sola bakınca maviye aşağıya yukarıya bakınca da mor ile sarıya çalıyor. Lens o lens! Bir yere çaldığı falan yok" deyiverdi. Tabii tabii kesin lensti! Ondan gördüğü ilk anda kendisini mavi tura çıkmış gibi hissetmişti.

Sarp araçta dönen konuşmalara müdahale etmeden arabayı mekanın girişine park ederken Damla da ön koltukta oturan Mira'ya doğru sokulup sessizce "Tuğçe'nin Burak diye tutturduğuna bakma biraz daha incelerse Sarp'ı yedek kulübesine alıverir haberin bile olmaz" dedikten sonra yerine dönüp "Hadi gidelim de şu yeni açılan mekan nasıl bir yermiş görelim. Umarım salataları güzeldir" dedi. Kız hiç de haksız değildi çünkü Tuğçe şimdiden bu yönde adımlar atmaya başlamıştı bile.

Damla ile Tuğçe arabadan çıkarken Mira da kendisini ortada bırakacağından emin olduğu Sarp'a dönüp son bir kez daha şansını deneyerek "Tamam belli ki bana yardım etmeyeceksin ama en azından ben bir yolunu bulup onlara gerçeği söyleyene kadar lütfen beni bozma. Tuğçe okulun en gözde kızı ve ben okula gittiğimde sırf arkadaş edinebilmek uğruna böyle bir yalana başvurduğum için insanların bana acıyarak bakmalarını istemiyorum" dedi. Sarp kızın söylediklerini düşünürken bir yandan da haklı olarak "Neden sizi böylesine kötü bir duruma düşürmekten çekinmeyecek biriyle arkadaş olmaya çalışıyorsunuz? Siz onun değil asıl o sizin arkadaşınız olmaya layık mı gerçekten?" deyince Mira başını eğip sessiz kalmıştı. Of! Böyle konuları konuşmayı da ezik ezik görünmeyi de hiç sevmiyordu. Ayrıca ilk defa arkadaş edindim demenin nesini anlamamıştı ki?

Cevap gelmediğinden ötürü Sarp oturduğu yerde ona doğru dönüp "Size bir soru sordum Mira Hanım" deyince Mira da sesi elinde olmadan titreyerek "Çünkü çok yalnızım anladın mı? Konuşabileceğim sohbet edebileceğim bir derdim olduğunda arayabileceğim Defne haricinde tek bir arkadaşım bile yok. Defne var işte deme çünkü o da bir var bir yok çünkü Fuat Çeliker'in en çok güvendiği çalışanı o olduğu için babamın özel işlerine koşuşturmaktan doğru düzgün bir araya gelemiyoruz" dedi. Özel işlerine derken? Demek Fuat Bey'in en güvenilir çalışanı asistanı Defne Sargın. Bu bilgi kayıtlara geçsin bakalım.

Mira için üzülmesine rağmen Sarp'ın yüz ifadesinde bir değişim olmamıştı. Bu kızla arasındaki mesafeyi rol ya da gerçek kaybetmek istemiyordu. O sadece Fuat Çeliker'in açıklarını yakalayana dek korumalığını üstlendiği sıradan bir kızdı ama bir yandan da gerçekten durumu içler acısı görünüyordu.

Sarp arabanın kapısını açıp "Arkadaşlarınıza gerçeği söylemenin bir yolunu bulabilmeniz için yaklaşık yarım saatiniz var. Ben bu süre içinde herhangi bir şey söylemeyeceğim ama oyununuza da ortak olmayacağım Mira Hanım" dedikten sonra dışarıya çıkıp Mira'nın kendi kendisine "Katır inadı diye bir şey gerçekten de varmış demek ki" demesi eşliğinde onun da kapısını açıp dışarıya çıkmasını bekledi.

Mira çantasını omzuna asarak suratı beş karış bir halde arabadan çıkınca birlikte mekanın girişine doğru yürümeye başladılar. Aralarında çıt çıkmıyordu. Belki de bu sessizlik farklı farklı şeyler düşündükleri içindi. Sarp'ın aklı tabii ki de ona verilen görevdeydi ve az önce öğrendiği şey doğrultusunda Defne'yi daha sıkı bir şekilde takibe alması gerektiğini düşünüyordu. Onunla arayı sıcak tutsa hiç de fena olmazdı doğrusu.

Onun aksine Mira daha masum çareler peşindeydi. Arkadaşlarına gerçeği nasıl söyleyeceğini düşünürken bir yandan da Sarp'ın açtığı kapıdan geçip yarım ağızla "Teşekkür ederim pek de nazikmişsin. Ara sıra bunu hatırlat!" diyerek gözlerini devire devire Tuğçe ve Damla'nın yanına gitti. Hatırlatmış! Normalde kabasın diyor yani. O daha Sarp'ın ters hallerine hiç denk gelmemişti oysaki.

Arkadaşlarına "Ne yiyoruz peki?" diyerek zoraki bir şekilde gülümseyen Mira hatırlatma konusundaki emri yerine getirip sandalyesini çeken Sarp'ın ifadesiz yüzüne yan yan bakarken bu sefer de "Gülümsesene biraz insanları ürküteceksin" diye fısıldayınca aralarında kısa süreli ters bir bakışma yaşandı. Ürküteceksin de ne demekti şimdi? Adam yabani bir hayvan mı ki ürkütsün insanları!

Artık Sarp nasıl baktıysa Mira gözlerindeki alev saçan bakıştan bir hayli korkmuştu. Halbuki Fuat Bey dışında hiç kimsenin onu korkutmaya gücü yetmezdi. Belki de Sarp'ın geçmişi sebebiyle bir korku yaşamıştı. Sonuçta karşısındaki kişi suçlu da sayılsa bir adamı öldürebilmiş biriydi öyle değil mi?

Tam da bu noktada aklına Defne'nin onun hakkında verdiği bilgiler gelince huzursuz olup gözlerini kaçırdı. Mira o günle alakalı detayları tam olarak bilmediği için Sarp'ı gözü kara bir katil olarak değerlendirip korkmakla birlikte bir tedirginlik de yaşamıştı. Sonuçta edindiği bilgi bu doğrultudaydı.

O sırada Tuğçe'nin gözlerini ikisinin arasında gezdirerek "Otursana Sarp" demesiyle Mira paniğe kapılıp "Yok oturma!" dedikten sonra aniden toparlanarak "Yani oturmadan önce gidip siparişleri bizzat kendin verir misin diyecektim. Salatama yedi damladan fazla yağ koymamaları için de uyar lütfen. Hatta emin olmak için onlar damlatsın sen de say" dedi. Yedi damla yağ mı? Sarp hayatında ilk defa damla hesabı yapan bir kıza rastlıyordu. Mira'nın elbette ki yağla bir sorunu yoktu. Tek derdi Sarp'ı olabildiğince kendilerinden uzak tutmaktı.

Sarp bu dediğini yadırgasa da yine de Mira'nın arkadaşlarına durumu daha rahat açıklayabilmek için kendisini göndermek istediğini düşünüp hiç itiraz etmeden kızlara ne yemek istediklerini sorarak hemen ardından da yanlarından uzaklaştı. Tuğçe bir gözüyle etrafı tarayıp Burak'ı ararken bir gözüyle de Sarp'ın ardından bakıp "Mira siz Sarp ile ne ara tanıştınız? Babanın sana göz açtırmadığını duymuştum. Hem tuhaf bir şekilde koruman da ortalarda yok yoksa azat mı edildin?" deyiverdi. Mira muhatap kaldığı soruyla ne diyeceğini şaşırmıştı. Şimdi nasıl o benim sevgilim değil korumam desin kız?

Mira iki büklüm bir halde bu soruyu atlatmanın yollarını ararken Sarp'ın açıklama yapmaya başlaması için kendisine eliyle işaretler yaptığını görünce ani bir kararla "Sarp benim yakın korumam!" dedi. Tuğçe ile Damla aynı anda Mira'ya doğru bakıp gözlerini açarak "Ne?" deyince de aldığı tepkiyle bir onlara bir de Sarp'a bakıp "Korumam ama aynı zamanda da erkek arkadaşım! Sadece kimsenin bilmemesi lazım. Özellikle de babamların" dedi. Kızlar ne düşüneceklerini şaşırdıkları için boş ve manasız bakışlarla Mira'ya bakıyorlardı. Ne saçmalıyordu bu kız Allah aşkına!

"Bir dakika bir dakika! Ben hiçbir şey anlamadım"

"Nesini anlamadın Tuğçe? Her şeyi açık açık anlattım işte!"

"Sen korumana mı aşık oldun?"

"Aslında şöyle... Sarp ve ben... Yani ben ve Sarp... Biz..."

"Mira hemen şimdi şuracıkta keseceğim kendimi doğru düzgün anlat şunu!"

"Olay şu ki babam beni korumam olmadan hiçbir yere salmadığı için doğal olarak bu Sarp ile aramızda sorun oluyordu çünkü bana o kadar aşık ki beni görmeden edemiyor. Her neyse buralara çok girmeyelim çıkamam gibime geliyor. Sonra düşündük taşındık yani daha çok o düşündü taşındı ve rahatça görüşüp tüm gün birlikte olabilelim diye korumam olarak iş başvurusunda bulundu. Biliyorsunuz ki eski korumam yakın bir zamanda kovulmuştu. O gider gitmez yeni bir koruma aranmaya başlandı. Sarp da o sırada babamın testlerinden pirüpak bir şekilde geçince bu sabah işe başladı. Yani bizim birlikte olduğumuzu kimse bilmiyor. Sizin dışınızda tabii... Sizin de bilmemeniz gerekiyordu ya oldu artık ne yapalım"

"Çok sevdim bu hikayeyi! Demek sizi bir arada yakaladığımızda Sarp ondan bozuldu"

"Aynen öyle süper yakaladın! Hani size çok fena tartıştık demiştim ya işte bu yüzden tartışmıştık. Bir de ben size erkek arkadaşım dedim ya fark ettiyseniz o anda beti benzi attı. Şimdi kulaktan kulağa yayılınca durum ortaya çıkacak ve işinden olup bir daha görüşemeyeceğiz ya üzüldü benim minik balkabağım! Lütfen bize yardımcı olun çünkü Sarp'ın işinden olmaması için aramızdaki patron çalışan ilişkisini korumamız gerekiyor. Yani benim erkek arkadaşım gibi değil korumam gibi mesafeli davranması gerekiyor. Benden de bu durumu düzeltmemi ve sizi aslında onun benim erkek arkadaşım değil korumam olduğuna inandırmamı istedi"

Mira durumu açıklayayım derken iyice arapsaçına döndürmüştü ya hadi hayırlısı bakalım. Damla daha Mira'nın sözü biter bitmez "Tamam ben yardımcı olurum. Her şeyi bildiğimi Sarp'a bile belli etmem" derken onun aksine Tuğçe bir süre sessiz kalmıştı. Aslında bu sırra ortak olmayabilirdi ama bir yandan da Mira ile ilgili böyle bir sırrı elinde tutmak ona cazip de gelmiyor değildi. Sonuçta neyin ne zaman işe yarayacağı belli olmazdı.

Mira ne diyeceğini merakla beklerken Tuğçe bakışlarını Sarp'ın üzerinden Mira'ya doğru çevirerek "Tamam ben de yardım edeceğim. Sarp'a erkek arkadaş yalanını ortaya atarak bize şaka yaptığını ve onun senin sadece koruman olduğuna inandığımızı söyleyebilirsin" dedi. Mira o kadar rahatlamıştı ki bu kelimelerle anlatılmazdı. Oh be! Ne şiş yanmıştı ne de kebap!

"Konuşmaya daldığıma inanamıyorum! Şu arkası dönük olan çocuk Burak değil mi?"

"Evet o"

"Saçlarım ve makyajım nasıl? Dişimde ruj izi yok değil mi?"

Damla ile Mira heyecanına ortak oldukları Tuğçe'ye mükemmel göründüğünü söylerken Tuğçe de kendinden gayet emin bir tavırla yerinden kalkıp "Herhalde mükemmelim! Başka türlüsü beklenemezdi zaten" diyerek Burak'ın yanına doğru gitti. Onun ardından Damla makyajını tazelemeye gideceğini söyleyince Mira da masada tek başına kalmıştı. Durumu şahane şekilde kurtarsa da yine de yalanı ortaya çıkacak diye endişe etmiyor değildi.

Sarp ise masada tek kalan Mira'ya doğru bakıp kızlara gerçeği söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyordu. Söylemişti de söylerken konuyu da biraz çarpıtmıştı. Neyse ki şimdilik Sarp'ın bu kısımdan haberdar olmaması daha iyiydi. Uzaktan uzağa anlaşamayınca Mira telefonunu eline almış ve Defne'nin daha önceden kendisine gönderdiği mesajı açmıştı. Lazım olur diye Sarp'ın telefon numarası kayıtlıydı bu mesajda. Mira hâlâ kendisine baktığını görünce hiç beklemeden mesajını yazıp Sarp'a gönderdi. Durumu açıkladığını bilsin de sürekli sorar gözlerle bakıp durmasın çünkü bu Mira'yı kızdırıyordu.

Sarp telefonuna gelen mesaja baktığında "Senin korumam olduğunu öğrendiler. Rahatladın mı şimdi?" yazdığını görünce Mira'ya evet dermiş gibi zoraki bir gülümsemede bulunmuştu. Sevimsiz! Mira da bu gülüşe karşılık "Gülme kaslarının paslanmamış olması çok şaşırtıcı!" yazılı ikinci mesajını gönderdikten sonra ona yalancı bir gülüş attı ve gıcık gıcık el sallayarak önüne döndü.

Damla masaya geri dönüp "Sarp ile karşıdan karşıya işaretleşeceğinize gelip otursa ya şuraya merak etmeyin bozmayız sizi" diyerek yerine geçerken Mira da lafı geçiştirip "O iyiymiş böyle siz kız kıza oturun dedi. Bak salatalarımızda geldi zaten... Bu arada Tuğçe nereye kayboldu?" diye sordu. Tuğçe ulaşıma kapalıydı çünkü o anlarda Burak'ı kıskacına almış dikkatini çekmeye çalışıyordu. İşin kötüsü Tuğçe uğraşıp didinse de Burak'ın gözleri ondan çok Mira'ya doğru kayıyordu. Belli ki peşinden koşan değil peşinde koştuğu kızlar daha çok ilgisini çekiyordu.

Kızlar Tuğçe ve Sarp'sız olarak yemeğe başlarken bir süre sonra Tuğçe bir hışımla yanlarına gelip "Sarrafoğlu'nun iki canı kaldı!" dedikten sonra ellerini masaya çarparak yerine oturdu. Bu ne hiddetti böyle? Damla'nın ucunda salata bulunan çatalı ağzına ulaşamadan havada kalmış Mira'nın da yudumladığı içeceği Tuğçe yüzünden üstüne başına damlamıştı.

"Ne oldu Tuğçe niye kızdın?"

"Bırak Damla ya! Güzel güzel konuşuyorduk tam kafesledim yemini suyunu koyuyorum derken..."

"Ee! Ne oldu? Gözlerinden alevler çıkıyor"

"Çıkar tabii! Burada olimpiyat meşalesi gibi herkesi ardından sürükleyen koskoca bir Tuğçe Gencer gerçeği duruyor ama o Burak adlı körün göz bu şaheseri görerek gözlerinin kamaşmasına izin vermek yerine ondan başka bir kızın telefon numarasını istiyor. Bilinmeyen numaralar servisi miyim ben! An itibarıyla Burak Sarrafoğlu'nun bir canını daha alıyor ve onu son eleme turuna çıkarıyorum"

"Şaka yapıyorsun! Kimin numarasını istedi?"

Tuğçe fıttırmış bir halde etrafa bakınarak "Benden Mira'nın telefon numarasını istedi!" deyince Mira bu sefer de içeceğini boğazına kaçırıp öksürük krizine girdi. Damla iyi olup olmadığını sorarak sırtına vururken Mira da yan gözle baktığı Sarp'ın yardım etmek için yanlarına geldiğini görüp elini gelme der gibi ona doğru uzattı. Bir şey oldu diye meraklanmış olmalıydı.

Damla'nın içmesini istediği suyu yudumlarken bir yandan da "Numaramı vermedin değil mi?" diye sorunca Tuğçe sert bakışlı gözlerini Mira'ya yönlendirerek "Bunu ciddi ciddi sormuyorsun herhalde!" dedi. Mira rahatlasa da bir yandan da tedirgindi. Bu Burak denen çocuktan hiç hoşlanmamıştı ama aynı şey onun için geçerli değildi herhalde. Bu da Mira'yı huzursuz ediyordu. En kötüsü de onun yüzünden Tuğçe ile de arası bozulacaktı. Bunun olmasını hiç istemiyordu. Sarp işini zar zor halletmişken şimdi bir de başına böyle gereksiz tipler çıkmasın lütfen!

Kızlar kendi aralarında konuşurken Mira çalan telefonuna bakıp "Eyvah annem arıyor! Birlikte alışverişe çıkacaktık unuttum" diyerek telefonunu açtı. Meltem Hanım da kızını tam da bu sebepten arıyordu. Acil bir işi çıktığı için alışverişi yarına ertelemeleri gerektiğini söylerken Mira da kızların yönlendirmesiyle kıyafet işini birkaç arkadaşıyla halledebileceğini söyledi. Tuğçe'nin engin moda bilgisini kullanmamak olmazdı.

Neyse ki Meltem Hanım kızının alışverişe arkadaşlarıyla gitmesinde bir sakınca görmemişti. Kızına yeni korumasının ne durumda olduğuyla ilgili birkaç soru sorarken o anlarda kulakları çınlatılan Sarp da gözü onlarda olarak Selçuk ve Savaş ile konuşuyordu. Mira'nın anlattıkları ışığında Defne'yi daha detaylı araştırıp kendisine de bulduklarıyla alakalı bilgi vermelerini istemişti ve görünen o ki Selçuk şimdiden bu isteğini yerine getirmeye başlamıştı bile. 

Savaş ise döner sandalyesine oturmuş başını geriye atarak gözlerini kapatmıştı. Anlatılanları sessizce dinleyip birbirleriyle birleştirerek ortak bir bağlantı yakalamaya çalışıyor olmalıydı. Açıkçası Defne de enteresan birine benziyordu. İlk anda Sarp'ın gözüne çok batmamıştı ama kızın öyle herkesin kolay kolay kabul edilemeyeceği okullardan hatırı sayılır eğitimleri vardı. Ayrıca şu an bir asistana göre yaşam standartları da bir hayli yüksekti. Fuat Bey'in en güvenilir çalışanı olmak için belki de ellerini kirletmek zorunda kalıyor ve bunun da bedelini yüklü bir maaşla alıyordu.

Sarp sessiz kalıp Defne hakkında düşüncelere dalmışken bir anda telefonda "Bir soru!" diyen Savaş'ın sesi duyulmuştu. Selçuk ile Sarp'ın konuşmalarına katılmayıp bir anda ortaya atılması bir şeyler yakalamış olmasına delalet ediyordu.

"Ne oldu Savaş?"

"Defne Sargın! Fuat Çeliker'in yıllardır yanından ayırmadığı biricik asistanı"

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Kızı yanından ayırmadığı gibi ona her konuda güveniyor. Özel hayatıyla iş hayatını birbirine karıştırıp evine girip çıkmasına ve kızı Mira'nın tek arkadaşı olmasına da izin veriyor. Ayrıca inkar edemezsiniz çok da güzel bir kız yani bir erkeğin kafasını kolaylıkla karıştırabilir"

Sarp gibi Selçuk'ta yaptığı nahoş imayı anlayıp "Soruya gel Savaş" deyince birkaç saniyelik sessizliğin ardından Savaş ikisini de şaşırtıp "Basit düşünün. Fuat Çeliker gibi kolay kolay kimseye inanmayan ve iş yaşamı kuşku yaratan bir adam neden sıradan bir çalışanına bu kadar güvensin ki? Düşündüğümüz kadar sıradan değil mi yoksa? Bence aralarında duygusal bir şeyler olabilir. Hatta bu kızın sadece bir asistan olmadığına bire on veririm. O kadar da iddialı konuşuyorum" dedi. Bu konuda yanılsa iyi ederdi.

Selçuk bilgisayar ekranına düşen bilgileri bir kez daha gözden geçirip Defne ile Fuat Bey arasında Savaş'ın dediği gibi bir durum olup olamayacağını kontrol etmeye başlamıştı. Sessiz kalan Sarp ise Savaş'ın dedikleri doğru çıkarsa Mira'nın büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüyordu. Kızın söylediğine göre Defne onun tek arkadaşıydı ama belki de arkadaş sandığı kız aynı zamanda babasının da sevgilisiydi. Bir de Meltem Hanım var tabii. Yani Fuat Bey'in eşi... Eğer ortada böyle bir ilişki varsa kocasının bu ihanetini yanına bırakır mıydı?

"Sarp!"

"Söyle Selçuk"

"Defne Sargın'ın üzerine kayıtlı olan bir ev daha var. Bil bakalım Florya'da bulunan bu lüks evin el değiştirmeden önceki sahibi kim?"

"Fuat Çeliker"

"Bingo!"

6.Bölümün Sonu 

Yorum yazma kısmına bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazarsanız beni çok memnun edersiniz ;) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Geçmisin Gölgesinde / 10.Bölüm (Yazan : NK)

10. Bölüm : Yağmur... Nevin Hanım sabah saatlerinde gelen telefonun ardından endişeyle ablasının yanına gitmişti. Nergis Hanım'ın doktor...